KOKU TERAPİSİ...AROMATERAPİ

Koku terapisi, Aromaterapi..... Tıbbi aromaterapi


İnsan vücudunda beynimize giriş yapan en kısa sinir burundan çıkan koku sinirimizdir. Ne muhteşem bir sinir.

O nedenle koku hafızası hepimizde en net hafıza tipi. O nedenle hiç kimse annesinin koynunun kokusunu unutmaz. İlk kokudur çoğunlukla.

Ya da çocukluğunda sevmediği bir olayın kokusu burnuna geldiğinde, anında oraya gider ve aynı duyguları hisseder insan.

Kokunun  duygularımızla çok yakın ilgisi vardır. Ve belki bu başka bir yazının konusu olabilir.

Aromaterapi, yani koku tedavisi. Koklayarak tedavi. Koklayarak kendini duygusal olarak daha iyi hissetme yöntemi. Koklayarak hastalıklara destek tedavi yöntemi. Koklayarak bedenin doğal işlevlerine destek, detoks sistemlerine destek.

Yüzyıllardır misk gibi, hacı yağı gibi, lavanta yağı gibi faydalı olduğu bilinen uçucu yağlar kullanılmıştır. Hekimler tedavilerinde, tarikatlar ve tapınaklar öğretilerinde, insanlar sosyal hayatlarında bu yağları kullanmıştır.

Artık eczacılar ve doktorlar bu konuyu bilimsel olarak tartışıp, açıklamaya çalışıp, koca koca hastalıkların tedavisinde destek olarak uygulamaktadır.

Ne değişti şimdi?


Bence bu konuda en önemli gelişme 1997 yıllarında endokannabinoid sistemin keşfi oldu.

Kenevir bitkisinin vücutta yaptığı tüm etkileri açıklamaya çalışırken keşfedilen bu sistemin, dolaşım sistemi, sinir sistemi gibi bir sistem olduğu ve beyin dahil her şeye karıştığı bulunmuş.

Aromatik yağlar, endokannabinoid sistemi etkili bir şekilde hem de sadece koklayarak aktive edebilmekteler. Bu da
gösterilmiş.

Ve aromatik bitkilerdeki yararlı etkilerin sorumlusu moleküller mesela terebentler izole edilmiş.

Bunların endoconnabinoid sistem üzerinden vücutta çok etkili olduğu açıklanmaya başlanmış. İşte kısaca aromaterapinin bilimsel dayanağı.

Artık bilime, kimyaya ve fizyolojiye dayanan şeylerden bahsettiğimize göre aromaterapiyi ciddiye alabiliriz. Ne dersiniz?

Ve en güzel kısma geliyorum. Yan etkisiz direk etki. Koku siniri direk beyne girdiğine göre bu moleküller de buradan başlayarak etki edebiliyor. O kadarcık. 

Hastalıklardan önce duygularımızdan başlayalım. Duygu durumumuz tüm hayatımızı etkiliyor. Ve bilinçaltı negatiften kaçıp haz duygularına doğru gitmeye çalışıyor.

Belki o nedenle çok yiyoruz, sigara içiyoruz, cinsellik istiyoruz. Haz, bedenimizin ve bilinçaltımızın merkezinde olan bir duygu. 

Şimdi bu konuyu aromaterapi ile birleştirelim. Bazı güzel ve etkili aromaterapi yağları, içindeki bazı moleküller sayesinde beyindeki haz sistemini etkiler. Limbik sistemi, endorfin sistemini, dopamin sistemini etkiler. Ama bu dengeleyici bir etkidir. Kafa yapma işi değil, dengeli olarak duygu durumu iyi hissetme işi. 

Demek ki çok yemeden, çok içmeden, çok sevişmeden haz duygumuzu destekleyebiliyoruz
aromaterapi ile. 

Burada uyarmak zorunda olduğum bir küçük nokta var. Her aromaterapatik yağ aynı iyi molekül seviyesine sahip değil. Ve birçok yağda seviyesinin düşük olmasını istediğimiz moleküller fazla miktarda var. Bunlar uygulayıcı doktor ve eczacıların işi. Ama sizin de bu konuda titiz davranıp, araştırarak aromaterapiye yönelmeniz gerekli....

Yoksa boşa çaba, boşa para... daha önemlisi bir şifa kapısının sizin için kapanması demektir. Ki bunu hiç istemeyiz.


Değil mi?


Sevgiler

Yorum Yap